29 Eylül 2010 Çarşamba

Med-cezir

     Sular yükseliyor...
     Yükseldikçe boğulmam gerekir aslında, ama ben alçaldıkça boğuluyorum.
     Med-cezir dedim ona, o öyle işte.Biz öyleyiz onunla.Gelgitlerden oluşuyor herşey.
     4 sene önce enerjisine hayran olduğum erkek o, 4 sene önce durakta karşılaşıp selam versem mi vermesem mi diye düşünürken mal mal baktığım erkek.Başkası da olsa hayatımda hep içten içe etkilendiğim erkek."Kadınım" şarkısıyla sadece mahalleyi değil, ruhumdaki her noktayı inleten erkek.Doğru yerde, doğru zamanda birşeyler yaşamayı beklediğim erkek.Fallarımda çıkan erkek o, o "F" harflerini başkasına yorsam da hayatımın tek gerçeği olduğunu ispatlayan erkek.Tüm bunların hepsini yaparken hiççbirinin farkında olmayan erkek...
     Bir bira...Birbirinden kaçan gözler...
     İki bira...Birbirinden kaçan gözler...
     Üç bira...Birbirinden kaçan gözler...
     Dört bira....Birbirine kaçan eller...
     Beş bira...Sımsıkı tutulan eller...
     Altı bira...Birbirine kitlenen dudaklar...
Alkol...Herşeyi tetikleyen oymuş gibi duruyor ama, hayır.Ben ayıkken de sevişirdim onunla.Sadece biraz cesaret veriyor işte, bilirsin.
     Ağlayarak seviştiğim erkek.O görmese de duymasa da bilmese de hiçç, gözlerim dolu dolu öptüğüm erkek.Günün doğmaması için beni tanrıya yalvartan erkek.Yanında uyurken "acaba kapıyı kitledim mi?"sorusunu aklıma getirmeyen erkek, güvendiğim erkek.Uyurken seyrettiğim erkek o benim, uykusunun arasında el yordamıyla beni arayıp ondan uzakta olan bedenime rastladığında kendisine çekip sımsıkı saran erkek.O gittikten sonra kokusuyla seviştiğim erkek, yeleğini iyi ki bende unutan erkek.
     O gerçek olmayacağını bile bile her sabah yanında uyanmak istediğim erkek...
 

12 Eylül 2010 Pazar

Karşı Cinsten Soğuma Rehberi

     Bir yazı önce ballı reçelli karamelli anlattığım Dionysos'tan an itibariyle soğumuş bulunmaktayım, bunda Med-cezir adını verdiğim arkadaşın da oldukça etkisi var tabi.Kendisi düz görünen bir mantıkla olaylara aslında çok derin bakabiliyor.Bir arkadaşım daha var bir senedir ölüp bittiği çocuktan soğuttuonu bir gecede, o derece yani.
     Neyse bu olaylardan yola çıkarak karşı cinsten soğuma rehberi hazırlamaya karar verdim, ha diyeceksin şimdi bu benim ne işime yarayacak manyak mısın ne ayaksın kızım neden soğumak isteyeyim sevdiğim insandan falan filan.Adı rehber diye atlama hemen, öyle bir yazı işte.Sen soğu diye yazmıyorum, kendi soğuma nedenlerini anlatıyorum yani, tamam?Hah şöyle.
     1.Hacı ben kendini öven insandan nefret ederim, hani tamam öv ama bir sınırı olsun, sıyırma.Yok "ben biraz orjinalim" ayakları falan.Anaaağm olaylara gel.Böyle şakayla karışık tatlı tatlı öv aradan aradan ver gazı ama açık açık övüyorsan övme öl bence.
     2.Bu da önceki maddeye benziyor aslında ama bunun tarzı farklı.Kendini yükseltmeyen ama insanları alçaltan model bu, daha illet birşey.Yok efendim insanlar çok banal, yok insanlar çok sığ, hepsi aynı.Lan pardon senin kıçına buzlu badem mi sokuyorlar her gün hayır farkın ne yani?Ergen ayakları bunlar, "kimse bei anlamıyır ben bu dünyaya ait değilim" falan filan ama var yani blog ergenliği bedensel olarak geçirse de zihni ergen kalanlar var, inan bana.
     3.Bu da olaya bakış açıcıyla ilgili.Hani dersin anlatırsın birşeyler edebiyat parçalarsın felsefenin allahını yaparsın da sana ölü sinek bakışı yapar ya "ee bu mu yani" dercesine.İşte ben o insanın o gözlerini çıkarıp sineklikle ezmek isterim blog.Sen kendini parçalamışsın öyle derinleşmişsin ama adam hala ayağını sokmamış denize(bak çok imgesel konuştum sığlık kavramını irdeliyorum şuan)
     4.Kötü alışkanlıklarını sürekli gündeme getiren erkek.Bira bardağıyla "ısarıtah ulğoyeb" gibi fotoğraf çekilen vardır ya, bakarsın fotoğrafta iki kişi var sanarsın.Bira bardağı ve birayı içen insan.Her fırsatta sigarasız alkolsüz yapamam ben ayakları.Yok bugün 2 birayla duruyorum bak alkol ihtiyacımı karşılamadım falan filan.Ya da işte ben çok piçimdir ya aldatmadan yapamam vs vs ayakları, iyi bok yersin.Hayır yani aldatma dediğin gizli saklı yapılır ki etrafındaki insanla yarın sevgili olup olmayacağını bilemezsin, sen aldattığını anlatıyorsan sürekli salaksındır.Az biraz zeki olsan sadık ayağı çekip de aldatırsın be saf!
     5.Pısırık erkek.Nefret ediyorum nefret.Böyle arkadaş grubu içindesin biraz kalabalık falan.Tutulup konuşamayan kekeleyen yutkunan erkek vardır ya, hele muhabbetin en olmayacak yerinde saçma birşey söyler kimse onu takmaz o ısrarla tekrar söyler yine herkes başka muhabbete devam eder o da böyle durur bakar etrafa susar sonra falan başını öne eğip.Bildiğin eziktir o an, koşarak uzaklaşılmalıdır.(çok acımasızsın deme ama insan dediğin sosyal varlıktır sen en yakın arkadaşlarının olduğu grupta bile iki kelimeyi bir araya getiremiyorsan öl yani)
     6.Sana baban gibi davranan erkek.Yanlış yaptığını her fırsatta dile getiren, daha birşey görmedin sen bu seninki cahil cesareti ayakları çeken erkek.Hele birkaç yaş bile varsa aranda sürekli sana "toy" muamelesi yapan erkek.Aman yavrum sen çoh olgun çoh kişiliği oturmuş erkeksin, Adnan Ziyagil'sin sanki de bana akıl veriyorsun(olgun erkek deyince nedense zihnimde o karakter canlandı)Hayır yani bak öyle olsan bile senden 20 yaş küçük hatun takıyor boynuzları.
     7.Dövmesini, küpesini gözümüze sokacak şekilde fotoğraf çekilen erkek.Ateist olduğunu her yerde belli eden erkek.Bir de bunların kolundan tuttuğu ünlüyle kankavari poz verenleri vardır ki uzaklaşmak için koşmayı bırak ışınlanmalısın, o derece.
  
     Ay öyle işte bu liste böyle sürüp gider.aklıma gelirse eklerim daha zira sürekli yeni bir neden keşfekmekteyim.

9 Eylül 2010 Perşembe

Eylül Akşamı

     Belki benim kağıt param bir şekilde döne dolaşa senin cebine girmiştir, olamaz mı?olabilir...
     İşte ben sırf bu dize içinde bile taparım Bülent Ortaçgil'e, o nasıl bir aşktır nasıl dokunur insanın ruhuna ahh ahh..
     Tam da bu akşam, bir eylül akşamında yaşadım ben bu şarkıyı cidden yaşadım bak.Şimdi bir insan var, aslında yok ama var gibi, varlığını hissettirip yok olur gibi, yokluğunu hissetterip pat diye bir yerlerden çıkar gibi.Of öyle birşey işte.Dionysos olsun adı.Şarap tanrısı, zira kendisi oldukça düşkün içkiye :) Hayallerimdeki erkek değil belki ama güzel sanatlar okuyor, müzik okuyor ya yan flüt çalıyor.Şaka gibi di mi?Tabi sana garip gelmeyecek henüz tanımıyorsun beni, ama zaafım vardır benim güzel sanatlar okuyan insanlara.Muhabbeti falan çok iyi ya güldürüyor beni çok, daha ne isteyeyim.
     Kendisini yaşadığım bu küçük şehirden tanırdım ama adını beni feyste ekleyince öğrendim, allahım adı da o kadar güzel ki anlatamam.Onunla konuşurken her cümlenin sonuna ekliyorum, o derece taptım adına yani düşün bak.Aylarca kenarda beklettim arkadaşlık isteğini, o zamanlar sevgilim vardı ama bu çocuğa da zaafım vardı.Eğer kabul edersem muhabbet edip aşık olurdum o yüzden kabul etmedim, ama reddemedim de.Derken nefret ettiğim bir kızı arkadaş olarak ekleyen sevgilime inat olsun diye kabul ettim Dionysos'un arkadaşlık isteğini.Sonra onunla ilgisi olmasa da ayrıldık eski sevgilimle, onu da anlatırım bi ara.Normal muhabbet ederken bir gecede aşk meşk olaylarına geçiş yaptık ama nasıl uçtuk anlatamam.Dalga geçiyoruz şaka yapıyoruz ama üçüzlerimiz olsun falan diyoruz yani.1 hafta falan deli gibi mesajlaştık, hatta aşık oldum hatta onun için köstebek pasta yapmayı öğrendim falan filan.Sonra dengesizliği tuttu işte birden kesildi mesajlar, Lilith aslında farkındasın diy mi bizim aramızda birşey yok ayakları falan.Tüm güzel sanatlarda okuyanlar böyle midir ya tek vaka ben değilim bu konuda, bunları mı öğretiyorlar okulda size? diye bir çıkış yaptık hatta güzel sanatlarda okuyan sevgilisnin dengesizliklerine maruz kalan yakın bir arkadaşımla.
     Ahh ahh blog hiçç görüşmemiştik, yıllardır aynı şehirdeyiz ama işte durum tam da "Onca yıl sen burada, onca yıl ben burada..yollarımız hiçç kesişmemiş şu eylül akşamı dışında" ya bağlamıştı.Evet evet bu gece karşılaştık ilk kez!Ben geceleri çıkmam genelde, ama bu gece hissettim onu göreceğimi.Yanımda en yakın arkadaşım var, sürekli diyorum Dionysos şu geçen arabada mıdır acaba Dionysos yan sokakta mıdır vs vs derken...
     Karşıdan o geliyordu allahım şaka mı bu dedim, benimle dalga geçiyorsan bil ki çok üzülürüm bak panik atak var bende kalbimi boşuna 130a vurdurma dedim.Ama dinlemedi, neyse ki gerçekmiş.Onu görüp üst üste 5-6 kez Dionysos diye adını sayıkladıktan sonra nihayet o da beni gördü.Vayy Lilith dedi öpüp öpmeme konusunda bir bocalama yaşadıktan sonra öptük öyle selamlaşma babında.Konuştuk ayaküstü anam böyle bir gör boylu poslu çok da tatlı gülüyordu.Yine içmeye gidiyormuş, o resmen koşarak ilerleyen arkadaşları olmasaydı belki konuşurduk biraz daha ama gitti işte, oracıkta kalp krizi geçirecektim lan!Ve saat da tam 22.22 idi.Bu bir işaret mi blog sorarım sana!?!?!?
     Ay neyse ben 27340438393. kez eylül akşamını dinleyeyim bari
 

8 Eylül 2010 Çarşamba

Kimdir bu Lilith?

     Öyle bir kızdır işte.Lilith efsanesini duyduğundan beri hayrandır ona, içindeki feminizme hayali bir vücut bulmuştur adeta.
     Hem çok sıcaktır hem çok soğuk.Hem çok güler hem çok ağlar.Burada tüm zıtlıkları sayarak ne vakit kaybetmek ister ne de seni sıkmak.İkizler burcudur işte, değişkendir bir anı diğerine uymaz.Hem çok aşık olur hem hiçç olmaz.Olay ordadır işte, tavlaması kolay elde tutması zordur.Yolda görüp sadece beğendiği erkekten aşık oldum diye bahseder, aylarca çıktığı erkeğe aşık olup olmadığını çözemez.Anlayacağın garip bir aşk kavramı vardır.
     Gecenin 3'ünde uyandırıp hadi atla trene gidiyoruz desen nereye diye sormaz, macera sever çok sever hem de.Ama yalnızlıktan nefret eder, şuana kadar hadi kalk diyen olmadığı için gecenin bi vakti arkadaşlarını ayartıp şehrin en ıssız sokaklarında dolaşmak hariç pek de bir macerası yoktur.O maceraları kendi başına yaşamak istemediği için yalnızdır bazen.Ama kendisi gibi arkadaşları da yok değildir.
     Hedefi sinemadır, sinema okumaktadır.Ve en önemlisi artık Ege'den İstanbul'a transfer olmuştur.Yıllardır yaşamak istediği şehirde yaşamaktadır artık.Pek pek sevgili sanatçı Murat Boz'un dediği gibi hayat ona güzeldir anlayacağın.
     An itibariyle kendisinden 3. tekil şahıs olarak bahsetmekten sıkılmıştır, sıkıldım yani.Ohh! Lilith? Buyrun benim :)